Henry Sanoff, 'IAED_Talking Interiors' seminerleri kapsamında 27 Martta İEÜ'de deneyimlerini bizler ile paylaştı. Kendisi mimari projelerini demokratik tasarım anlayışı üzerinden yürütüyor. Peki 'Demokratik Tasarım' nedir? Kısaca, binayı kullanıcılara tasarlatmak diyebiliriz. Biraz konuyu açarsak, Sanoff önce kullanıcıları küçük gruplara bölüyor, her gruba vaziyet planı veriyor ve ihtiyaçlarını, istediklerini bu planlar üzerinde göstermelerini istiyor. son olarak gruplar hazırladıkları tasarımı sunuyorlar. Bu tasarım politikasının birçok faydası var. Sanoff sadece kendi istekleri doğrultusunda tasarım yapmamış oluyor. kullanıcıların fikri üzerinden tasarım yaptığı için onlar için en kullanışlısı yapmış olur. aslında bu uygulamanın değişik versiyonları önceden de uygulanmış. Örneğin, Richard Neutra müşterilerine anket yaparmış hatta bir süre onlarla birlikte yaşayıp alışkanlıklarını öğrenirmiş.
Bu yöntemler her zaman uygulanamayabilir ama asıl amacını kavramak önemli. tasarım, mimarın üzerine odaklı olmaktan çok kullanıcı üzerine, onun çıkarları yönünde olmalıdır. Sanoff ve Neutra gibi mimarlık ben merkezli mimarlık-tasarım anlayışını terketmek, çevremizde yüksek işlevli yapıların çoğalmasını sağlamaktadır.
Mimarlık üzerine...
27 Nisan 2013 Cumartesi
3 Nisan 2013 Çarşamba
EKOLOJİK MİMARLIK
.jpg)
Serpil Hanım ODTÜ mimarlık bölümünden mezun ve daha sonra aynı üniversitede restorasyon üzerine yüksek lisans yapmış. zorlu uğraşların sonunda Belçika'da mimarlık yapmaya başlamış. Uzun bir süredir de Kyoto (Atelier Kyoto) adlı şirkette çalışmakta.
Şirketin felsefesi ekolojik mimarlık üzerine:
-Ekolojik ayak izini minimuma indirmek
-Dünyanın kaynaklarını idareli kullanmak
-Bilinçli malzeme seçimi
-Bilinçli içme suyu/yağmur suyu/atık su kullanımı
-Hava kirliliği ile mücadele (kabondioksit emülsiyonunu en aza indirmek)
-Bilinçli enerji kullanımı
Ve Belçika hükümetinin enerji kanundan bahsetti. Onlarda şirket olarak sadece pasif evler-passive house, paslefluis,düşük enerjili konut- yapıyorlar. eğer hükümetin kanunlarına göre bina inşaa ederlerse 5 kat enerji tasarrufu yapıyorlar ama pasif ev olarak tasarlarlar ise 10 kat. Bu yüzden bize bir pasif ev nasıl olacağını anlattı. Örneğin; yağmur suyuyla atık su giderini ayrı yapmak, yeşil çatı ve güneş panelleri kullanımı. Ayrıca enerji tasarrufunu mimari tasarımla birleştirdikleri bir yerde var. Sera etkisi: Güney cephede büyük cam kullanırken kuzey cephesinde küçük cam kullanmaya çalışıyorlar. (Tabi enerji tasarrufu yapmaya çalışmaları onların tasarımlarının kısıtlı olmasına sebep oluyor.) Ve inşaat bittikten sonra uzmanlar tarafından evdeki hava kaçağı test edilip pasif ev sertifikası alıyorlar. Bu sayede ev sahibi bazı vergi indirimlerinden yararlanmış oluyor.
Ayrıca, bu tasarım prensiplerini kendi stüdyolarına da yansıtmışlar. Reçel kavanozlarından lamba, yere 2.el fayans parçalarından mozaik yapmışlar ve bunu gibi bir çok örnek.
Kyoto şirketini ve Belçika hükümetini yaptığı kanunlardan ve desteklerinden dolayı tebrik ediyoruz. Umarım, Türkiye bu süreci en kısa sürede yakalar. Son olarak, bize Serpil Hanım ile tanışma fırsatı verdikleri için IAED hocalarına teşekkür ederiz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)